21 Haziran 2012 Perşembe

son kıyağım


konuma dönersem, uzun bir rehber yazmayı asla ama asla düşünmüyordum.
fakat bir söz duymuştum : ''her düşünce değişmek için vardır.'' ; sanırım doğruluğunu gördük beraber...
üzerime gelinmesi mentalistliği tetikledi ve yine size yarayacak olan bir rehber yazılışına başlıyorum.
öncelikle şunu belirteyim : bahsettiğim poker suratlı karakter, ''hayvanlık''la karıştırıldı.
suçu sizde aramıyorum tabii ki, fakat dervişin fikri neyse zikri de o oluyor.
şimdi malovisyon karşlerim, kesinlikle aklınızdan çıkarmamanız gereken birkaç olaya değineceğim rehberden önce...
-insanların onurlarını kıracak hiçbir davranışta bulunmayın ; geyiği bir noktada kesin ve o noktayı iyi ayarlayın.
-insanların hayalleri yahut gururlarıyla oynamayın.
-yardıma muhtaç olduklarında kim olduklarına bakmadan son gücünüze kadar yardım edin.
-daima sorunlara ilgili olun ; laf olsun diye anlatılmayan, gerçekten önemli olayları gerekirse diğer algılarınızı dahi kapayıp cankulağıyla dinleyin.
-insanlar size ''ne yapmalıyım sence ?'' sorusuna sormadıysa, tavsiye vermeyin ; bilin ki teyit edilmek istiyor, onu dinlediğinizi belirtin.
-dinleyici konumunda olmak daima iyidir , sükunet uzun vadede çok şey kazandırır ; susmaktan bahsetmiyorum burada, yeri geldiğinde konuşmaktan bahsediyorum. insanların ağzınızın içine baktığını gözlemlediğinizde bana teşekkür etmeyi unutmayın.
-yapıcı eleştirileri dikkate alın fakat sizi ezerek konum yükseltmeye çalışan kişilerin eleştirilerini kulakardı edin.
-insanların zamanını çalmayın.
-burçlardan yahut mizaçtan kaynaklanan ilgi odağı olma ya da diğer özelliklerinizi bastırın. her şey için doğru olduğunu hissedeceğiniz zamanı bekleyin.
-sürekli olarak haklının yanında olun ; poker suratı göstermeniz gereken olayları bu yazıyı okuduktan sonra sezebilme yeteneğine sahip olacaksınız, dert etmeyin.
-yeri geldiğinde insanları terslemeyi bilin ; özellikle kişilik sınırlarınız ihlal ediliyorsa yahut gururunuzla oynanıyorsa savaş baltasını göstermenin tam zamanıdır.

şimdi biraz da taktikler vereyim sizlere göt kafalı tayyareler ; amınıza koyim, zamanımı sikiyorsunuz fakat başladık bir kere yazmaya...
uyarıyorum, ''ben arkadaşlığı sistematikliğe taşıyamam amuhagoyim, gafam garışır'' diyorsan ; okuma ve başka başlıklara yönel buradan itibaren.
direkt olarak bilinçaltına hitap ediyorum ; istemesen de yapacaksın bunları farkında olmadan, iki kere düşün.

-2 ileri 1 geri taktiği-
zamanında body-building yapmış bir arkadaş varsa aranızda yahut genelkültürü yüksek olan, o bilir ki kaslar dinlenirken büyür ve gelişim gösterirler ; egzersizin amacı onlara çalıştırıldıklarını hissettirip gelişmeye teşviktir.
düşün şimdi, bir insanla tanıştın. takıldın onunla, konuştun ettin ve tanışma faslını atladın ; artık arkadaşın.
bir sonraki buluşmanızda çok samimi oldunuz, daha çok özel paylaşmaya başladınız ve o buluşma da bitti.
bir sonraki buluşmada sükunet olarak değindiğim öz konuşma olayını uygulamak zorundasın ; yoksa bok yoluna giden cıvık bir arkadaşlığın sağlam temellerini attın demektir.
bırak biraz da o konuşsun, şaka yapsın ; üzerine gelsin ve sen geri çekil.
böylece hem ipleri elinde tutar ve ona kendini iyi hissettirecek hormonların bolca salgılanmasına sebep olursun.
ayrıca, bu arkadaşın beyni sana şakalar yaparken ve konular açarken sürekli senin ilgi alanlarınla meşgul olacaktır ; ilk buluşmada da meşgul etmiştin zaten...
senin ofansif olduğun nöral ağlar derince yazılıp işlenmeye başlar ve senin hakkında yani senin defansif olduğun gün için ise farklı karakter raporu inceleyen nöral ağlar yazılır.
olay nedir ?
onun beyninde daha çok yer kaplamak ; aşkın da temeli budur, güzel bir arkadaşlığın da...
o nedenle bu taktik önemli fakat ilk düzey bir ''manipülasyon bilgisi''dir.

-ağ artırma'nın kısa yolu-
onu şaşırtmaktır...
evet, beklemediği tepkileri alan insan ister istemez üzerine düşünür ve daha sık-derin ağlar demektir bu...
kızmayacağınızı düşündüğü bir olaya tavrınızı koyarsanız, kızacağınızı düşündüğü bir olaya ise tepki vermezseniz işte o zaman bilinç kafayı yer.
bu da sizin hanenize yazılan bir sayı demektir.

bu kadar manipülasyon taktiği yeter de artar size ömrünüz boyunca...
bu arada, bu olayların hepsini yüzlerce kez denedim ben insanlarda ; hepsi de olumlu sonuç gösterdi, doğru uygulandığı taktirde %100 etki garanti...

şimdi gelelim genel tavrınıza :
-kurt olun...
evet, kurt olun ; aleladelerinden değil, alfalarından olun.
sürekli olarak yapıcı eleştiren ve tartışmalarda aktif taraf olun ; insanlara posta koyup ''benim yolum bu!'' diyebilecek kadar özgüvenli bir alfayı kim lider görmek istemez ki ?
şaka yaparken dahi tatlı bir ciddiyetiniz olsun ; yoksa iplerin ellerinizden ne kadar basit uçtuğunu izlemenin tadını çıkarabilirsiniz.
sürünüz sizi lider olarak görüp etrafınızı toplanacaklardır ; kangalları dert etmeyin, yaklaşamayacaklar.

-geri çekilmeyin.
bir fikriniz olduğunda bunu ölümüne savunun. haklı davanızı asla boşa harcamayın ve insanların kabullenmese dahi saygı duymasını sağlayın.

-öz konuşun...
buna tekrar değiniyorum ; size sorulmadığı sürece yarrak yarrak fikrinizi belli etmeyin çok iyi olmadığınız bir konuda...
insanların siklemediğine emin olabilirsiniz ; siz de onları siklemeyin.
az sözle, çok olay ifade edin ; anlayanlar anlayacaktır.
tabii bu sözlükte geçerli değil bu...

-çevrenizi iyi tahlil edin...
özel insanlarla bezeli mi, yoksa sikinin sevdasına sürekli olarak önplana çıkmaya çalışanlarla mı dolu ?
eğer birincisiyse, kendiniz olun ; rahat takılın.
eğer ikincisiyse, poker suratınızı gösterin ; onların gözünü korkutacak bir alfa olun ki sizi de hiçe saymaya çalışmasınlar.

-zeka yahut fiziğinize kanmayın ; basit kızlar için ikincisi belki işe yarayabilir fakat birincisini sikleyen çıkmaz.
önemli olan etiketinizdir sistemin gözünde ; kim olduğunuzu yahut içinizde kopan fırtınaları umursamazlar.
cebinizde kaç lira olduğunu yahut giydiğiniz kıyafetleri de sanılanın aksine umursamazlar ; istisnaları çıksa dahi, insanlar çok çabuk unutur.
siz kendinizi alfa olarak addedin ve ona göre davranın.
bunu anlamayıp sikimtrak konuşanlar çıkacak, biliyorum fakat tekrarlıyorum ki mesaj alanla alakalıdır.

-beden dilini etkin kullanman gerekli...
şuan karşımda olsan, seninle futbol konuşurken sana bana boyun eğmen gerektiğini beden dilimle telkin edebilirim.
bu kadar profesyonel olmasa da sığır gibi dikilmemen gerekli...

-insanları sikleme...
evet, gereksiz düşüncelere (anlamayanlar olursa siktirsin gitsin artık amk) değer verme...
çoğu insan senin üzerinden prim yapmaya çalışacaktır ; öylelerine verebileceğin en güzel cevap sükunettir, ki bu onlara kafayı dahi yedirebilir bir süreden sonra.
sığır gibi susmaktan bahsetmiyorum amk malları, bakışlarını da kullanacaksın çoğu tartışmada...
düşündüğünden çok daha fazlasını söylersin daima ; fazlalığı kontrol etmenin zamanı geldi.

-az laf, çok iş...
kantır sıtrayk mı oynayacaksınız misalen, sana sorulduğunda ''amuha gorum yeaaa'' deme ; ''oyun başlayınca daha rahat anlayabilirsin, kendimi sana anlatmamı beklemiyorsun herhalde ?'' diyebilirsin ve birçok diyalog ekleyebilirsin.
halı saha maçı mı var ; ''abiciğiniz ronaldo yeaaaa'' deme ya da çok klas birkaç golün olsa dahi kendini övme, bu sadece seni düşürür.

-karşındaki insanı iyi tahlil et.
yani sana ne diye söyledi şimdi bunu, sana ne bok yemeye böyle bir tartışma konusu açtı, neden böyle bir eleştiride bulundu ; anla, ona göre davran.
iyi niyetliyse zaten teşekkür edeceksin fakat niyet kötüyse dişlerini göster (bunu anlamayıp sürüyle yazı yazanı sikmem bile, o derece... )

-psikoloji yeni neslin dinidir...
yapacağın olay sürekli olarak kendini geliştirmektir ; denemeler okumak, beden dili ve psikolojik manipülasyonlarla alakalı kitaplar okumak benliğini daha çok hissetmene fayda sağlar.

-omuzların dik olsun ve cool ol...
ikisini aynı kategoriye koydum çünkü yüksek özgüven gerektiren faaliyetler bunlar.
cool olmanın tanımını anlamayanlar için açmam gerekirse, apaçilikten bahsetmiyorum ; gerekeni alıp, gerekmeyeni sikmekten bahsediyorum.
misalen birisi size birçok düşüncesini sundu sizinle alakalı...
abartılı düşündüklerinizi siklemez ve yorum yapmazsınız ; olayımız budur.
yeri geldiğinde insanları kaale almamanız sadece asaletinizi temsil eder.

-güvenilir ol...
fakat yeri geldiğinde...
ne zaman yerinin geleceğini ise hissedersin.
güvenilir olmaktan kastım karı gibi laf taşıma değil, öyle anlayanlar olmuştur amk ; zaten böyle bir şey yapıyorsan kendine yakıştırmaman gerekli...
güvenilirlik kavramı çok daha farklı burada.
misalen bir proje var ve müthiş olduğun bir iş var.
üzerine emrivaki yoluyla bir iş yıkıldıysa, insanları uyarma ve görevini tamamlama.
onlar alması gereken mesajı alacaklardır.

-ok gibi dosdoğru ol.
sürekli olarak doğruyu söyle fakat yeri geldiğinde gerçekler konusunda tutumlu olmayı bil.

-sağlam birisi ol...
sana söylenen özelleri asla insanların yüzüne vurma ve sürekli olarak muhafaza et ; anlamayanlar çıkacaktır, siktir ediyorum.

-yönetilen olma...
sürekli olarak liderlik kimliğini önplanda tut ; aksi taktirde dönüşeceğin varlıktan çok var yeryüzünde, bir de sen olma.

-bir hemcinsinle konuşurken karşıcins birisi seninle konuşmaya geldi diye hemcinsini satma.
bunu açmama gerek yok.

-insanlarla aranda sürekli olarak gereksiz de olsa bir mesafe bulundur.
yoksa anlayamadan bakarsın ki göte şaplak enseye tokat olmuşsunuz...

-gizemli ol...
insanlara kendini anlatma yahut lanse etme çaban olmasın ; bırak onlar seni anlamak için çaba göstersinler.
insan bencilliğine bir örnek vereyim : kendi özelliklerinden bahsedersen bu kolay yoldan gelen bir bilgi olur ve bilinçaltı bunu pek siklemez.
fakat eğer kendi özelliklerini yansıtırsan (ister istemez yansıtacaksın), insanlar seni anlamak için uğraşacaklardır ve bu uğraş edinilen bilgilerin bilinçaltı tarafından ''kutsal'' olarak nitelendirilmesine sebep olacaktır.
sükunetin dolaylı yoldan getirdiği bir katkı bu fakat anlamayanlar için tamamen yeni bir madde olarak yazdım.

-göz teması kur...
göz, dışarı açılan bir kapıdır bilinçaltın için.
konuştuğun kişinin suratına ve gözlerine korkusuzca bakarsan, ister istemez sana boyun eğecektir bilinçaltı aracılığıyla ; emin olabilirsin.

-insanlara iyi bak...
hepsi ayrı bir dünya...
hepsinin korkuları, bamtelleri, sınırları var.
bunları iyi bil ; nabza göre şerbetin uzmanı ol.
tüm insanlar aynı olmadığına göre, hepsine aynı davranman mantıksız...
kimine sert, kimine cool, kimine ciddi, kimine samimi olacaksın ; kimine ise hepsi olman gerekecek.

unutma, bu yazıyı okuduysan tarikatıma katıldın demek oluyor.
artık tamamen değiştiğine emin olabilirsin ; işin güzelliği bunu asla anlamayacak olman...
şimdi siktir git uygula bunları ve birdaha beni uğraştırma ; amına kayarım.
bu basit ve kısa taktikler umuyorum cızırtı sesleri keser.
ve eminim ki, size ömrünüz boyunca fazla gelecek bilgiler var burada...
bu bilgilerin daha fazlası acıdan başka bir şey değildir...
onları öğrettiğim bir çırağım da mevcut şu aralar gerçi...
şimdi dediklerimi uygula, içindeki ''gerçek sen''i çıkar ; ortamda müthiş bir ağırlığının olduğunu görünce bugüne kadar benimle tanışmamandan dolayı kadere küfür edeceksin, neyin değiştiğini ise yine anlamayacaksın.
bol bol oku bu yazıyı, iyice özümse ; zekayla ters ya da doğru orantılı olarak özümseme mesafesi kısalır ya da uzar, bu olay biraz karışık.
bu yazıyı uyarmama rağmen okumaya devam etmen bir tesadüf mü ?
hiç sanmıyorum...

özet : valideniz zaaaaa xd

2 yorum: